Ösym Sınavı Tekrar Yapacak

Haziran 13, 2011 Yorum bırakın

ÖSYM, YGS cevap kağıtları kuruma ulaşmadığı bildirilen 4 aday için 16 Haziran Perşembe günü yeniden sınav yapacak.

Edinilen bilgiye göre, ÖSYM, 27 Mart 2011 Pazar günü sınava girdiği halde cevap kağıtları ”kuruma ulaşmayan” adaylar için ”eşdeğer sınav” hakkı verdi.

Diyarbakır’da, sınava aynı salonda giren ve cevap kağıtlarının ÖSYM’ye ulaşmadığı tespit edilen 4 adayın durumu, ÖSYM Yönetim Kurulu tarafından değerlendirildi ve 6114 sayılı ÖSYM Kanunu doğrultusunda, söz konusu adaylara 16 Haziran 2011 Perşembe günü ”eşdeğer sınav”a girmesi hakkı verildi…
Devamı.. Sabah.Com.tr De
ÖSYM tekrar sınav yapacak

Kategoriler:Uncategorized

İçme Suyuna Siyanür Karıştı

Haziran 13, 2011 Yorum bırakın

Kütahya’nın Tavşanlı ilçesine bağlı Dulkadir köyünde, siyanür karıştığı iddia edilen şebeke suyundan içen 4 kişi hastaneye kaldırıldı.

Alınan bilgiye göre, siyanürle gümüş üretilip işlenen ve geçen ay atık su barajında çökme oluşan Eti Gümüş A.Ş’ye ait tesislere 3 kilometre uzaklıktaki köyde yaşayan aynı aileden Mehmet (36), Emeti (28) ve Emine Sözer (28) ile Leyla Sert (30) şebeke suyu içmelerinden bir süre sonra rahatsızlandı.
"İçme suyuna siyanür karıştı"

Yakınları tarafından Kütahya Evliya Çelebi Devlet Hastanesine kaldırılan ve zehirlenme tanısıyla gözlem altına alınan 4 kişinin sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Zehirlenmelerin siyanüre bağlı olup olmadığının yapılacak laboratuvar analizlerinin sonucuna göre belirleneceği bildirildi.

Bu arada köyde şebeke suyu içtikleri öne sürülen 1 inek, 2 koyun, 7 ördek ve 8 civcivin ise telef olduğu ifade edildi.

Köy Muhtarı Selim İlhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İl Sağlık Müdürlüğü laboratuvarında yapılan analizlere göre köyün içme suyu şebekesindeki siyanür oranının baraj suyundaki siyanür oranı ile aynı olduğunu ileri sürdü. İlhan, ”Köyümüzden 4 kişi zehirlendi. Şu anda hastanede gözlem altında tutuluyorlar. İl Tarım Müdürlüğünden gelen görevliler, içme suyundan numune aldı. Köyümüzün içme suyu ile tesiste kullanılan içme suyu aynı kaynaktan çıkıyor. Köyümüzde 55 kişi yaşıyor. Şu anda şebeke suyumuzu önlem amacıyla kapattık. Tavşanlı Belediyesince köyümüze tankerle içme suyu gönderildi” diye konuştu.

Öte yandan Kütahya Vali Yardımcısı Cengiz Horozoğlu ve Tavşanlı Kaymakamı Numan Hatipoğlu, Dulkadir köyü ve çevresinde incelemelerde bulundu.

Kategoriler:Uncategorized

ZAMANSIZ VE AMANSIZ AŞK

Haziran 5, 2011 Yorum bırakın

Zamansız ve amansız aşkkk

Sıradan ve normal bir gündü. İş çıkışı koşturma otobüse yetişme telaşındaydım. Moralde sıfırdı her zamankinden fazla… Kılıkılına yetiştim ve bindim otobüse. Ödemeyi yaptım ve kafamı bir çevirdim aa oda ne orta tarafta sağda oturan çocuk…
Çok fazla tanıdık geliyor. Birkaç kaçamak bakışmadan sonra artık tamamen emindim. Ama tam tamına 7-8 yıl olmuştu. Nerden çıkmıştı aniden. Yada nerelerdeydi bu zamana kadar… Oydu evet çocukken aşık olduğum çocuk ama onun haberi yoktu bu durumdan. Platonik çocukluk aşkı işte.
Oda tanımış olmalı ki beni hemen ayağa kalktı yanımdaki bayana her verdi. Birkaç saniye yanımda bekledi tam ilerliyordu ki benim cesaretim kurtardı her şeyi.
-İ….. dedim.
*sensin değil mi a… ablanın kızı (ismimi bile unutmuş)
-evet dedim hatırladın
*gözlerinden ve gülüşünden dedi…
Eski bir oyuncağımı yıllar sonra bulmuş kadar mutluydum. Olmazdı aşk bu kadar tesadüfü sevmezdi…
Moral bozukluğuyla çıkılan iş sonucu bu Allahın bir hediyesiydi bana…
Hala küçüklüğümdeki gibi esprili hala komikti.
Moral bozukluğundan eser kalmamıştı bende. Gülmekten ikimizin de karnı ağrımıştı…
O bir saatlik otobüs yolculuğu çok kısa gelmişti onunlayken bana…
Artık kararlıydık birbirimizin izini kaybetmeyecektik. Hemen telefon numaraları alındı. Msn de birkaç yazışma… Ortak noktamız kitaplardı. Hep yeni kitaplardan konuşur fikir alışverişi yapardık. Günler ayaları kovaladı… Uzun süre yeni kitapları takip ettik sadece birbirimiz için konuşabilecek konumuz olsun diye… Sonra yine bir moral bozukluğuyla yazışıyoruz…
-offf moralim çok bozuk yaaa İ…..
*neden ne oldu?
-boşver sadece beni güldür çok ihtiacım var buna
*hayır bu kez seni güldürmeyeceğim.
-neden
*düşündüreceğim…
-nasıl?
*bu gece göreceğin rüyanın senaryosunu sen yazsan hikayen ne olurduı?
*bu sözü düşün ve rüyanı yaz güzel kız moralin düzelir emin ol…
-tamam teşekkür ederim…
Bu konuşmadan sonra kafamda her şey yerine oturmuştu aylardır konuştuğum çocukluk aşkımdı. Ve ben bunu hala ona söyleyememiştim… Hemen kalemi kağıdı aldım elime. Yazdım rüyamda sadece otobüste karşılaştığımız günü tekrar görmek ve yaşamak isterim diye… Uzunca ve çocukluğu kaderi ve en sevdiğim pamuk şekerimi yazdım… Güzel bir kitap aldım hemen ve arasına rüyayı koydum. Hemen arkasından bir telefon açtım ona okuması için çok güzel bir kitap bulduğumu söyledim. Müsait vaktinde getirmek isterim dedim… Birkaç gün sonrasına anlaştık. Verdim kitabı… İçindekini çok sonra fark etmişti 😀 ve sonra oda bana bir kitap getirdi ama rüya yoktu içinde. Ben umutsuzca kitabı okuyordum ama… Sonra bir buluşma teklifi geldi. Sevinçliydim. Birazcık geç kalmasına rağmen gelmişti… Konuştuk en eskilerden. Onunla oynadığımız atari oyunlarından tut yaptığımız pikniklere kadar… gülmekten yüzümüz kırışmıştı. Kader diyordum ben buna yıllar sonra yine ve yeniden…
Kalktık oturduğumuz yerden ve sahile doğru yürüdük…Asırlık ağacın altında durduk bir an. Ben denizi izlerken oda kulağıma fısıldadı…
*bu gülmeler sadece benimle olsun.
*en güzel şeyleri seninle yaşamalıyım ben.
*pamuk şekerini birlikte yemeliyiz.
*seninle gülmem lazım benim…
*bir ömür benimle güler misin?…
Nutkum tutulmuştu. Hiç bir şey demedim. Diyemedim ki…
Sarıldım sımsıkı aşkım çocukluk aşkım benim ona aşık olduğumu bilmezken şimdi o bana aşık olmuştu. Hayat sen ne güzel oyunlar oynadın bize…
Sahilde birkaç saatlik suskun oturmanın sonucunda kalktık. Aslında ikimizde biliyorduk bunların ne anlama geldiğini çocukluktan arkadaştık aldığımız nefesin ve attığımız bakışın anlamlarını bile ezberlemiştik. Biz o ağacın altında yeni bir sayfa açmıştık birbirimizin hayatında. Susarak ve usulca milim milim girdik hayatlarımıza…
Sonra buluşmalar buluşmaları kovaladı. Çok mutlu bir birlikteliğimiz var. Artık işlerde bayağı ciddiye bindi. Anneme açma vakti geldi. Ama bir problem var sevgilim alevi…
Benim için hiç problem yok ki en başından biliyordum bile bile başladım ben. Ama annem ve ailem zor bela söyledim. Annem eski arkadaşının oğlu olduğu için fazla tepki göstermez diye düşünüyordum ancak öyle olmadı. Evi dar etti bana ayrılmam için. Ama hayır ayrılmadım ayrılmayacağımda. Evet odaya kapanmalar yemek yememeler. Kavgalar vs.
Bitmedi bitmeyecekte.
Biz söz verdik o ağacın altında konuşmadan kalbimizle. SONSUZA KADAR…

Evet arkadaşlar ben hala ilişkime devam etmekteyim… evlenince sonunu yazarım…

Sesli Sohbet E İlk Defa Giriyorsanız Aktive XTıklayıp Kurdukdan

Sonra Giriş Yapınız Not: Sitemiz Ücretsizdir….

Kategoriler:Uncategorized

UNUTAMIYORUM!

Haziran 5, 2011 Yorum bırakın
UNUTAMIYORUM!

cennetgözlüm…
ahh canımın diğer yarısı, hayatımın anlamı ne cok sevmişim seni. ne cok yanmışım sana.. yüzünü görmeyeli, elini tutmayalı. kokunu duymayalı 5 ay oldu… gidişin dün gibi aklımda beni bırakıp gidişin son kez yüzünü göremeyişim nasılda koymuştu bana. ama cok canımı yaktın be cennetgözlüm cok acı cektirdin bana. öyle kısa zamanda okadar büyük sevmişimki seni. unutmadım unutamadım seni. şuan hayatımda başkası var. okadar iyiki onunla okadar mutluyum ki. ona hayatımı adasam az gelir. fakat lanet olsunkı sen hala bir an bile aklımdan cıkmıyorsun. nedir bu nasıl birşey anlayamıyorum. sankı sende bir parcam var. canımı yakan birşeyler var.
askerim ve 5 ayın doldu şuanda gelmiş olmalısın.. bu düşünce 2 gündür beynimi kemiriyor… çıldırıyorum sankı. heran heryerde seni arıyor gözlerim. birkez görsem uzaktanda olsa die can atıyorum. sankı karşıma cıksan dayanamayıp boynuna atlıycakmışım gibi hissediyorum..
offf aynı şehirde. aynı havayı soluduğumuzu, aynı sokaklardan gectiğimizi düşündükce nefesim kesiliyor boğuluyorum saankı…boğazım düğüm düğüm,hiç olmadık anlarda gözleerim doluyor… cok kızıyorum o an sana öyle büyüyorki içimdeki öfke. ama yinede sevgimin önüne gecemiyor… çıkmazlardayım sana olan bu tutkuma anlam veremiyorum. çok korkuyorum geri dön çağrılarına cevap verip sana dönmekden cok korkuyorum. yine canımı yakıp, hayatımı mahvediceğini bile bile hala seni istiyorum… sana karşı bu vazgecilmez duygularımın ne olduğunu anlamakta zorluk cekiyorum. ben ne sevdalar gördüm… hepside yalan oldu geçti gitti. peki ya sen niçin hala bendesin neden artık hayatımdan cıkmıyorsun.neden gözlerim hala seni arıyor neden hala kokunu özlüyorum… nedir bu aşk’mı sevgimi nedir bu canımın yanması.. lanet olsun seni unutamıyorum UNUTAMIYORUM!

Sesli Sohbet E İlk Defa Giriyorsanız Aktive XTıklayıp Kurdukdan

Sonra Giriş Yapınız Not: Sitemiz Ücretsizdir….

Kategoriler:Aşk Mektupları

GİDİYORUM VE ÖLÜYORUM

Haziran 5, 2011 Yorum bırakın
GİDİYORUM VE ÖLÜYORUM

bugün yeni bir gün. ve yine maalesef sensizim.hani bitti dedimya.ben o gün öldüm.evet ben terkettim seni.ama zorundaydım yapmalıydım.hergün beni sayıklıyormuşsun.yapma unut beni ben seni unutmasam bile.sen şimdi gülüyor eğleniyor diyorsundur ama ben ÖLÜYORUM sen yokken bitiyorum ben yok oluyorum.diyorsun madem bu kadar seviyorsun peki neden gidiyorsun bunu bana sorma sorma çünkü cevaplayamam seni ne kadar sevsemde sana geri dönemem.yapamam ağlasamda sızlasamda sen benim için ölmüş ol bende senin için.kalbimizin derin bir yerine gömelim birbirim unutalım o tatlı günlerimizi ben gitmeliydim ne olur sitem etme.beni kötü hatırla çekip gitti de nefret et benden ama ben seni asla unutamam onun için gidiyorum SEWGİLİMMM…

Sesli Sohbet E İlk Defa Giriyorsanız Aktive XTıklayıp Kurdukdan

Sonra Giriş Yapınız Not: Sitemiz Ücretsizdir….

Kategoriler:Uncategorized

101 Milyon Adet Akıllı Telefon Satıldı

Haziran 5, 2011 Yorum bırakın

2011 yılı mobil dünya adına birçok önemli olaya tanıklık ediyor. Daha güçlü donanıma sahip akıllı telefonlar bekliyorduk elbette ancak çift çekirdekli işlemciye sahip akıllı telefonların böylesine hızlı bir yükseliş yaşayacağı pek de beklenen bir gelişme değildi. Şu an pazara baktığımızda tüm markaların üst düzey cihazlarının çift çekirdekli işlemcilere sahip olduğunu görüyoruz.

2011 yılının ilk çeyreğine damga vuran olaylardan biri de tabletlerin müthiş bir tabana yayılması oldu. iPad ile başlayan tablet dalgası tüm teknoloji firmalarını harekete geçirdi. Sadece akıllı telefon üreticileri değil, bilgisayar üreticileri de kendi markalarını taşıyan tabletleri sırasıyla duyurdu. Tüm bu sonuçlara baktığımızda gelişmelerin mobil işletim sistemleri lehine bir ilerleme kaydettiğini görüyoruz.

Elbette ki tabletler böylesine yaygınlaşırken akıllı telefon satışları da gerilemiyor. Canalys isimli araştırma şirketinin 2011′in ilk çeyreği için yayınladığı araştırma sonuçlarına göre bu dönem içersinde tam 101 Milyon adet akıllı telefon satışı gerçekleşmiş. Bu rakam 2010 yılı ile kıyaslandığında %83′lük bir artışa tekabül ediyor ki bu da pazarın inanılmaz boyutlarda genişlediğinin açık bir göstergesi. 2010 yılında ilk üç aylık dönemde satılan akıllı telefon sayısı 55.2 Milyon olarak gerçekleşmişti.

İşletim sistemlerinin payına baktığımızda da şaşırtıcı rakamlara rastlanmıyor. Emektar mobil işletim sistemi Symbian ile Nokia, 24.2 Milyon adetlik bir satış rakamına ulaşmayı başarmış. Google’ın 2.5 yaşındaki mobil işletim sistemi Android ise 35.7 Milyon adetlik satış rakamı ile %35′lik bir pay elde etmiş. 

Sesli Sohbet E İlk Defa Giriyorsanız Aktive XTıklayıp Kurdukdan

Sonra Giriş Yapınız Not: Sitemiz Ücretsizdir….

Kategoriler:Uncategorized

28 mayıs 2011 Cumartesi Günlük Reyting Sonuçları

Haziran 5, 2011 Yorum bırakın

TV rating Tarih: 28.05.2011

Program Adı Kanal Rating

1. Fatmagül’ün Suçu Ne? 16,0

2. Kurtlar Vadisi Pusu 9,5

3. Fatmagül’ün Suçu N… 7,2

4. Deniz Yıldızı 4,5

5. Unutma Beni 3,7

6. Kanal D Ana Haber … 3,7

7. Uğur Dündar’la Sta… 3,6

8. Fox Ana Haber 3,4

9. Kurtlar Vadisi Pus… 3,3

10. Dürüye’nin Güğümleri 2,9

Sesli Sohbet E İlk Defa Giriyorsanız Aktive XTıklayıp Kurdukdan

Sonra Giriş Yapınız Not: Sitemiz Ücretsizdir….

Kategoriler:Uncategorized

Kilo Vermek İçin Yedi Yol

Haziran 5, 2011 Yorum bırakın

 

 Kilo vermek için 7 yol’ Peki nelerdir bu 7 yol ve yöntem hep birlikte öğrenelim,

Dünya gitgide obazite oluyor fakat neden böyle oluyor derken insanların yeme alışkanlıkları hiç değişmiyor insanlar sürekli yemek yiyor ve obaziteye neden oluyor. bunların en basında çikolata, egzersiz yapmamak, sürekli katı besin tüketmek geliyor. Fakat bunlar için Fitbie adlı internet sitesinde bir yazı paylaşılmış yazıda yedi yol anlatılıyor.
1.Servis tabağınızı masaya bırakmak
2.Çok az ya da çok fazla uyumak
3.Televizyon izlerken bir şey yapmamak
4.Gazlı içecek içmek
5.Büyük lokmalar almak
6.Yeterince yağ tüketmemek
7.En iyi rehberliğe sahip olamamak

Sesli Sohbet E İlk Defa Giriyorsanız Aktive XTıklayıp Kurdukdan

Sonra Giriş Yapınız Not: Sitemiz Ücretsizdir….

Bir zamanlar hepsi hostesti

Mayıs 22, 2011 Yorum bırakın

Bir zamanlar hepsi hostesti

Onlar bir zamanlar TV ekranlarının en çok izlenen yarışma programlarında görev alıyorlardı. Dansları, güleryüzleriyle yarışma hostesleriydi…

Aradan geçen zaman içinde onların hayatında da bazı değişiklikler oldu. Bazıları kariyerine yine gösteri dünyasında devam etti bazıları evlenip çoluk çocuğa karıştı ve daha sakin bir hayat sürmeye başladı.

Yarışma programlarının güzel hosteslerini hatırlayalım ve bakalım şimdi nerede, ne yapıyorlar..
Sesli Sohbet E İlk Defa Giriyorsanız Aktive XTıklayıp Kurdukdan

Sonra Giriş Yapınız Not: Sitemiz Ücretsizdir….

Kategoriler:Uncategorized

3 Günlük Ömrü Kaldı Tunga Liman yazdı

Mayıs 22, 2011 Yorum bırakın

Üzülerek görüyorum ki, bu devrimden en çok faydalanacak Anadolu Takımları’nın önemli bir kısmı da, (fenerin son hafta oynayacağı Sivas dahil) şimdiden sarı lacivert kutlamalara hazırlıyor kendini. İşte o yüzdendir ki diyorum: Türkiye için atılım ola

3 GÜNLÜK ÖMRÜ KALDI

Önce Gaziantepspor ciddi ciddi zorladı. Ardından Sivasspor geldi geçti aynı yoldan. Bursaspor ilk denemede başarılı oldu. Adeta aradan kaçtı. Sıyrıldı.

Sonra böyle bir yol olduğunu Türkiye’ye gösteren, hatta belki karaların içinden bir kanal açarak çılgınlık yapan Trabzonspor sahne aldı yeniden.

Tüm gidişat aslında Türk futbolundaki ikinci devrime yelken açmıştı. Trabzonspor’un birinci Anadolu Devrimi aslında kupayı aldığı gün olmuş, sarsmıştı ülkeyi. Ardından 5 defa daha.

Bu seferki devrim sürece yayılmıştı. Gelirleri artan Anadolu Takımları önce har vurup harman savurdular bu paraları. Daha önceleri İstanbul Takımları’na futbolcu satabilmekle sınırlı olan gelir kalemleri yerini yüksek yayın gelirlerine, daha iyi ve kalabalık statlardaki maç gelirlerine ve bahisten gelen gelirlere bırakmıştı.

Anadolu Takımları’nın kaynakları göreceli olarak daha kıt olsa da, en azından bu kaynakları daha iyi, hatta çok daha iyi kullanmaya başlamışlardı. Bunun neticesinde her sene bir Anadolu Takımı zirveyi en az iki İstanbul Takımı’ndan daha gerçekçi sallamaya başladı.

Saltanat devrilme arefesindeydi. Trabzonspor’un tüm bu olan biten üzerine vuracağı hamle, artık ördükleri yüksek duvarların arkasında saklanan ve tüm korkaklıkları ile içeride titreyerek birinin bu duvarı yıkmasını bekleyen sözde büyük, özde zerre kadar olan ağaları devirecek ve Trabzonspor, yeni bir devrimin son savaşçısı olacaktı.

Türk futbolu yeni bir ivme yakalayacak, artık belki de ligdeki her maç ayrı bir zirve mücadelesinin parçası olacaktı.

Bu sezon Kayserispor, Gaziantepspor ve Bursaspor’un, Trabzonspor’un ardında dizilmelerinin ardından belki de seneye bırakın 79 puanı, belki de 70 puan şampiyonluk barajı olacaktı. Sonunda da elbette kazanan Türk futbolu olacak ve belki de 2-3 sene içinde bir Türk Takımı Avrupa’da zirveyi bir kere daha ele geçirecekti.

Bunun adı tam anlamıyla bir devrim olacak ve saltanatlar ayrı ayrı yıkılacak, ligin tapusu İstanbul’a kayıtlı olmayacaktı.

Geçen sezondaki Bursaspor şampiyonluğuna iş kazası muamelesi yapılamayacaktı.

Türk futbolunun bu treni kaçırmasına sadece 3 gün kaldı. Umudun 3 günlük ömrü kaldı.

Trabzonspor seri şampiyonluklar kazandığında o güne kadar paçavrası çıkmış adamları Türkiye’ye getirip yabancı transferi yapan İstanbul Kulüpleri toparlanmak ve bu işi ciddiye almak zorunda kaldılar. Anadolu’dan çıkıp gelen şampiyonun Avrupa Destanları ardından, Türkiye’yi daha fazla kandıramayacaklarını anlayıp mecburen çağ atladılar. Sonunda Türkiye’ye bir Avrupa Kupası geldi.

Trabzonspor sadece Türkiye’deki başarının anahtarını göstermekle kalmadı, Avrupa’da başarının da olanak dahilinde olduğunu ispatladı.

Bu sezon, Anadolu Takımları’nın devrimi, silkelenmesi, İstanbul’u yıkması için çok önemli bir şanstı. Ligin zirvesinin çalışan, üreten herkesin hakkı olduğunu gösterecek ve “bizi şampiyon yapmazlar ki” paranoyası son bulacaktı.

İşte konu Trabzonspor – fenerbahçe rekabeti olduğunda hiddetle Trabzonspor üzerine saldıran basın kuruluşları, basın dernekleri, futbol kurumları, hatta başkanları başka renklere gönül veren Anadolu Takımları’nın gerekçesi buydu.

Hangi renk olursa olsun, bir renk çiftine gönül vermiş hiç bir futbol sevdalısının bir başka takım üzerine ağzına salyalar akıtarak saldırmayacak kadar saygılı olduğunu düşünüyorum. Bu anlamsız saldırıları yapan cerahatın da renk idealizmi ile değil, yaratıkları kağıttan kulelerin ve mevcut statükonun yıkılmasına tepki ile yaşayan organizmalar olduğunu düşünüyorum.

Türkiye, futbolunu ne acıdır ki böyle organizmalara teslim etmiş; kaliteli, vasıflı insanları da futbolun “tü kaka” ve cahillerin işi bir eğlence olduğuna inandırmış, her şeyin baştan kurgulanan birer piyes olduğunu kabul ettirmiş…

Tüm pislikleri temizlemek için bir haftasonu kaldı. Trabzonsporlular’ın hiç umudu yok. Son bir kaç ay içinde görgüsüzce, hayasızca, pişkinlikle yapılanlar ile Trabzonsporlular’ın umudu kalmadı artık. Oysa ligde bir hafta daha var ve rakip aslında zor gibi görünen bir deplasmanda. Ama tek bir Trabzonsporlu’nun bile umudu yok o maçtan. Başkanı, hocası, oyuncuları İstanbul Takımları’na gönül vermiş, İstanbul Takımları’na hizmet etmiş bir kulüpten fazlasını beklemeyecek kadar gerçekçi Trabzonsporlular.

Üzülerek görüyorum ki, bu devrimden en çok faydalanacak Anadolu Takımları’nın önemli bir kısmı da, (fenerin son hafta oynayacağı Sivas dahil) şimdiden sarı lacivert kutlamalara hazırlıyor kendini.

İşte o yüzdendir ki diyorum: Türkiye için atılım olacak bu fırsatın cenazesine 3 gün kaldı. Pazar gecesi elbirliği ile defnedeceğiz Türk Futbolu’nu iyileştirecek bir devrim umudunu.

Trabzonspor elbette ki yakın zamanda şampiyonluk yaşayacaktır; ama Türk Futbolu için böyle bir şans bir daha kolay gelir mi, onu bilemem işte.

3 günlük ömür…

Çıkmamış candan…

Yok canım sen de

Kaynak: Bordomavi.Net

Sesli Sohbet E İlk Defa Giriyorsanız Aktive XTıklayıp Kurdukdan

Sonra Giriş Yapınız Not: Sitemiz Ücretsizdir….

Kategoriler:Uncategorized